Herkese merhaba, güzel bir okuma etkinliği ile karşınızdayım. Bu seferki konuğumuz Acıtan Peri Masalları.
Acıtan Peri
Masalları, ismi ne kadar hüzünlü geliyor kulağa değil mi? İnanın bana isminin
hakkını sonuna kadar veren bir kitap. Masal gibi okuyorsunuz ama acıtıyorda
hemde nasıl acıtıyor.
Hatıralar Serisinin
ikinci kitabı Acıtan Peri Masalları. İlk kitapda duygulandık, ağladık ve
sinirlendik. En azındna ben böyle hissettim ama anlaşılan bize bu kadarı
yetmedi ve bu kitapta da darmadağın oluyoruz.
“Ateş… söndü. O gitti, masal bitti. Aynen bir varmış, bir yokmuş der gibi… Çok geç… Her şey için… Artık verilen sözler var ve geri dönüş yok…”
Ateş ve Peri okuduğum
en acı çeken çift. İnsan nasıl bu kadar aşık olur diye sorguluyor. Bu kadar
aşık oluyorsa neden mutlu olamıyorlar diye de düşünmeden duramadım.
Karakterlerimizi diğer kitaptan tanıyoruz ama tabii artık hayatlarına dahil
olan bir sürü insan var. Peri’ye çok kızıyorum. Onun sahnelerini okurken hatta
sinirden deliriyorum ama bir bakmışım ki geçmiş. Ona karşı hislerim bir başka
nedense, tabii daha çok kendine güvenen bir yapıya sahip olmasını istediğim
zamanlar çok oldu ama sonra düşününce kızın karakteri bu diyorsunuz.
“Ateş yaktığı gibi gitmişti. Avucumda, ne olduğunun bin manaya çıktığı, onun elleriyle yazdığı bir yazı ve dudaklarımda kırık bir “Dön baana yeniden ne olur…” nidasıyla, yüreğimde bin pişman olmuş bir peri kızı bırakarak.”
Ateş, ah bu adam
ismini hakkını öyle bir veriyor ki… Ateş’in karakteri sanki her tür romana
uyacakmış gibi hissediyorum. Üzerinde biraz ağırlık, biraz muziplik, biraz
romantiklik ve aşk var adamın. Konuşmaları, sinirli anlarında bile onun
hakkında yazılan her şeyi okuyabilirsiniz.
“Sen söyle bana, seni böyle sevmişken… Sana nasıl olur da ben, sevgilim diyemem? Bu nasıl olur da bir günah olur?”
Çiftimizin başına
gelenler yetmedi, yetmeyecek anlaşılan. İlk kitapta ama artık bu kadarıda
olmasın dedik ya he işte bence şom ağzımızı açmışız diye düşünüyorum çünkü bu
kitap daha bir hüzünlü daha bir yıpratıcı. İşin için başkaları karışınca işler
dahada çekilmez bir hale geldi.
“Sen yokken ben o aşkı verecek kişi bulamıyorum. Bana fazla bu aşk, anladın mı? Delirtecek kadar… Gebertecek kadar fazla.”
İlk kitapta nasıl
kendimden geçtiysem bunda da bir fark olmadı. Uzun süre dram okuyamayacığım
belli çünkü bu hikayeyi unutamıyorsunuz. Ben biliyorum ki onların mutlu sonunu
görene kadar valla huzura eremeyeceğim.
“Keşke her köşeyi döndüğümde, sana çıksa hayatım yeniden.”“Ve her seferinde sen çarpsan… Kalbim yerine göğsümde.”
Masal gibi okutan ama
bir o kadar da gerçekmiş gibi hissettiren bir kitap. Yazarın zaten ilk
kitabından biliyoruz bu işi hakkıyla yapanlardan. Yazdığı her bir satırı en
derinden hissetmemizi sağlıyor. İlk kitapta olduğu gibi bunda da hafızalarımızda
canlanan eski şarkılar ve şiirler var. Bence bunlar artık kitabın olmazsa
olmazı oldu.
Nefret edilesi
karakterlerde mevcut tabii, sinirlerinize çoğu zaman hakim olamayacaksınız
diyorum ve serinin üçüncü kitabını bir önce ellerimde istiyorum.
Dram konusunda çok
ama çok başarılı bir seri Hatıralar Serisi. Kesinlikle bir şans verin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder