Herkese merhaba :)
Yeni blog turumuzda sıra röportajımıza geldi.
Öncelikle röportaj
teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler.
1-Klasik bir soruyla başlayalım. Kimdir Merve Deniz, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
- Merve hakkında pek çok renkli ve süslü kelime söylenebilir. Şahsen kendisinden bahseden Merve bunu yapmayı ister. Ama hayalperestliğimi bir kenara koyup kendimi doğrudan birkaç kelime ile anlatayım. Kitap okumayı seven, çalışkan, duygusal biri Merve… Yıldızları izlemeyi sever, evren hakkında saatlerce konuşabilir ve kedisini çok sever.
2-Yazmaya nasıl başladınız? İlk başlarda yazarken bile bir gün yazdıklarınızın kitap olacağını düşünüyor muydunuz?
- Çok klasik bir yanıt olabilir bu ama ben kendimi bildim bileli yazarım. Ortaokul yıllarımda Stephan King gibi korku romanları yazacağımı söylüyordum. Lisede günlüklerimi kitap yazmaya karar vermiştim. Kısaca bir kitabımın olması hep aklımın köşesinde kendini tekrar eden bir hayaldi. Bunu hep düşündüm ve de istedim.
3-Kitabı yazarken oluşturduğun kurgu ve karakterlerde nelere dikkat ediyorsunuz? Önceden bir taslak oluşuyor mu yoksa her şey doğaçlama mı gerçekleşiyor?
- Yaptığım kurgularda aksiyon ve gizem unsuru olmasına önem veririm. Klasik eserleri bir ayrı tutarsam okuduğum kitaplarda macera daima aradığım bir unsur. Kendi yazdıklarımda da aynını yapmaya çalışıyorum. Önceden oluşturduğum taslaklar hiç ilk düşündüğüm gibi ilerlemediler. Doğaçlama yazmadığımı sanıp doğaçlama yazıyorum sanırım.
4-Karakterleri sonuçta kendiniz oluşturdunuz fakat kendinize daha yakın hissettiğiniz bir karakter var mı?
- İlk kitabım Güneş’te baş karakter olan Güneş’e çok bağlıyım. Ben yaratmışım gibi değil de sanki bir yerlerde bir dostum varmış gibi. Garip gelebilir ama :) İkinci kitabımda yer alan Arel ve İnci özel olarak yakınlık hissettiğim karakterlerim. Özellikle İnci.
5- Oluşturduğunuz karakterler tamamen hayal ürünü mü, yoksa esinlendiğiniz bir yakınınız mı var?
- Tamamen hayal ürünü… Tanıdığım birinden esinlenmeye kalktığımda bir noktada kısırlaşıyor yazdıklarım. Karakterlerimin adlarını bile tanıdığım biriyle bağlantısı olmayak şekilde seçerim. Mesela hiç Arel ismin birini tanımadım.
6- Yalnızlık Cesaret İster'in oluşum sürecinden bahseder misininiz? Zorlandığınız kısımlar nelerdi?
- Aslında klasik, kısa bir hikâye olacaktı. Issız ada kısmı Güneş adlı kitabımdan da önce 2009 da yazdığım O ve ben adlı hikâyemden geliyor. İkisiniz birleştirmeye karar verdikten sonra adaptasyon süreci zor oldu. O zaman yazdığım ıssız ada biraz daha fantastik idi. Karakterlerim Arel kadar soğuk Rüya kadar inatçı değillerdi. Ve tabi o ve ben’i kitap olsun diye yazmıyordum. Hikâyenin daha 50. Sayfasında kitap sözleşmesi gelince paniğe kapıldım. Ayrıca ilk defa ilahi bakış açısıyla yazıyordum, bu da beni biraz zorladı. Ama her şeye rağmen çok keyifli bir süreç oldu.
7- Yazarken kullandığınız özel şeyler (mesela müzik dinlemek gibi), özel bir mekan var mı yoksa ilham geldiği zaman bulunduğunuz ortam fark etmiyor mu?
- Benim her çalışmama özel müzik listem vardır. Yazmamı sağlayan en önemli unsurlardan biri müzik diyebilirim. İlham bana enteresan zamanlarda gelir ve ben genelde o sırada kendi bilgisayarımın başında olmam. Ne yazık ki başka ortamlarda da yazamam. İnsanları ve doğayı gözlemlemeyi sevdiğim için dikkatimi veremiyorum.
8- Sorularımızı cevapladığınız için teşekkür ederiz, buradan okuyucularınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
- İlginiz ve desteğiniz için ben teşekkür ederim. Her birine ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Yolculuğumda bana arkadaş oldukları ve destekledikleri için.