Tanıtım & Ön Okuma: Konuş Benimle - Laurie Halse Anderson

11/20/2015, BY Buse Güler - 1 yorum:

Merhaba, bu sefer bir kitap tanıtımı ile sizlerleyim :)
Konuşmak gittikçe zorlaşıyordu. Boğazım sürekli acıyor, dudaklarım kuruyordu. Geceleri uyurken çenemi o kadar sıkıyordum ki sabahları başım ağrıyordu… Ne zaman annemle, babamla ya da öğretmenlerden biriyle konuşmaya çalışsam ya kekeliyor ya da donup kalıyordum. Sorunum neydi benim?
Melinda Sordino’nun bir sırrı var. Ama sırrını paylaşabileceği kimsesi yok. Bütün arkadaşları, hatta tanımadığı insanlar bile ondan nefret ediyor. Ve günden güne içine kapanan Melinda, çareyi susmakta buluyor. Yalnızlaştıkça susuyor, sustukça yalnızlaşıyor. Ta ki O ŞEY’den kaçıp saklanamayacağını, O GECE’yi unutamayacağını anlayana dek…
Konusu çok merak uyandırıcı değil mi? Açıkçası ben çok merak ettim. Bu tarz kitaplar tüylerimi diken diken ediyor. Acaba ne olmuş diye düşünüp duruyorum okurken. Siz de benim gibi merak ettiyseniz aşağıdaki ön okumaya da göz atın :)



Nemesis Yayınları; Eylül Ayı Kitapları || Tanıtım

8/31/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Herkese merhaba! Nemesis Yayınları Eylül ayında çok güzel kitaplar ile bizlerle olacak ben de sizlere duyurusunu yapmaya geldim :)


Yazar: Barbara J. Zitwer
Kitap adı: Ölüm Bizi Ayırana Dek
Çeviren: Eda Tevrizci
Sayfa Sayısı: 400
Orijinal isim: The J.M. Barrie Ladies’ Swimming Society
Ön Sipariş: 01 Eylül 2015

Joey, iş için Amerika’dan İngiltere’ye gelmiştir. Son dönemlerde epey kötü gitmiş özel hayatı yüzünden, evinden uzakta olacağı bu dönemi, kafasını toplamak için de kullanmaya kararlıdır. Kaldığı evin kapı komşusu olan Ian ve kızı Lily ile tanışır. Sadece baba ve kızdan oluşan bu aile, hayatına tahmin etmeyeceği bir şekilde dahil olmuştur ve aralarındaki ilişki gittikçe güçlenmeye başlar. Ian, Joey’in hayatında gördüğü en farklı ve dingin erkektir. Ve bu dinginlik, geçmişte yaşadıklarından ileri gelmektedir.
Evinin yakınlarında koşuya çıktığı bir gün Joey, saklı kalmış bir göl keşfeder. Kışları buz tutan bu göl, beş kadının sığınağıdır adeta. Her gün gölün buz gibi sularında yüzmek için buluşan beş eski dost… Joey’i de aralarına davet ederler. Onlarla birlikte gölün soğuk sularında yüzmeye başlayan Joey, bu kadınlardan hayatla ilgili her gün yeni bir şey öğrenir. Ağızlarından çıkan her cümleden bilgelik akan bu kadınlar, Joey’i, hem kendini hem de Ian’ı anlayabileceği bir yola sokarlar. Ancak hayatta geri dönüşü olmayan bazı yollar vardır. Anlamak gibi… İnsan bir kez anladığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.



Yazar: Jennifer Probst
Kitap adı: Sonuna Kadar
Çeviren: Yaprak Yılmaz
Sayfa Sayısı: 336
Orijinal isim: All the Way
Ön Sipariş: 01 Eylül 2015

Ailenize ait İtalyan restoranının işleri çok kötü ve siz her şeyi düzeltmek için işin başına geçtiniz.

Çalışanları idare etmek çok zor çünkü hepsi ya akraba ya da eski bir tanıdık.

Garsonluk yapan kardeşiniz kız arkadaşıyla görüşmek için sürekli işi savsaklıyor.
Barmense sigara tiryakisi. Durmadan sigara molası verip barı boş bırakıyor.
Hepsinin yerine çalışmak ve müşterileri memnun etmek zorundasınız.
Yine de şefin açığını kapatmanız çok zor. Zaten o da karısıyla kavga etmiş ve sinir bozukluğundan bütün yemeklerin baharatını ve tuzunu fazla kaçırıyor. O kadar fazla kaçırıyor ki, müşteriler durmadan su sipariş ediyorlar.
Boş masalardan birine bir kadın ve bir adam oturuyor. Kardeşiniz ortalarda olmadığı için masanın siparişini almaya gidiyorsunuz. O anda, üç yıl önce, sadece size aşık olduğu ve siz sorumluluk istemediğiniz için terk ettiğiniz kadınla göz göze geliyorsunuz. Üstelik karşısında oturan kıl kuyrukla da sevgili gibi görünüyor.
İşte size Gavin Luciano’nun hikâyesi. Ama bu hikâyeye biraz acı katabiliriz. Gavin’in karşısında bulduğu kadın, yani Miranda Storme, son yılların en beğenilen restoran eleştirmeni. O akşam şefin bol baharatlı spesiyalini yedikten sonra içinde yeninden alevlenmeye başlayacak olan terk ediliş acısı bütünüyle gerçek.
Bu gerçek de onun ilham kaynağı.
Alacağı intikam için.
Sonuna kadar…



Yazar: Inara Scott
Kitap adı: Gözde Bekâr
Çeviren: Defne Ege Taylan
Sayfa Sayısı: 320
Orijinal isim: Rules of Negotiation
(Bencher Family #1)
Ön Sipariş: 01 Eylül 2015

New York’lu kadınların hayallerini süsleyen gözde bekâr Brit Bencher’ı herkes Öldüren Cazibe diye bilir. O bekletilemez, reddedilemez, istediği şeyi alması için neyi istediğini işaret etmesi yeterlidir.

Ancak madalyonun öbür yüzünde, ailesine son derece düşkün, şefkat dolu bir adam vardır. Özellikle söz konusu şey kız kardeşi olduğunda akan sular durur. Yaşadığı kötü günler nedeniyle büyük bir depresyon geçiren kız kardeşinin tek kurtuluş yolu, hiç kimsenin ulaşamadığı bir adamla görüşüp yıllarca üzerinde çalıştığı projeyi ona anlatmasıdır. Bu onu yeniden hayata döndürebilecek tek yoldur ancak Brit tüm şöhretine rağmen bu adama ulaşamayan insanlar arasındadır.

Sonunda bir yol bulur. Gizemli adamla görüşebilen tek kişi gibi görünen avukatına ulaşır. Tori Anderson. Doğrudan o adama ulaşmak istediğini söylese asla yardımcı olmayacak olan Tori’yi baştan çıkarmaya, böylece duygularını kullanarak ondan istediğini almaya karar verir. Ne de olsa o Öldüren Cazibe’dir. New York’lu modeller, kapak kızları, hatta neredeyse tüm kadınlar onun peşinden koşarken, Tori gibi bir avukatın ona hayır demesi mümkün değildir.

Öyle değil mi?

Dokuz & Böğürtlen Yayınları || Tanıtımlar

8/22/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:
Herkese merhaba! 

Kitap tanıtımları ile geldim bu sefer. Dokuz Yayınları ve onun yan kuruluşu olan Böğürtlen Yayınları çok güzel kitaplar çıkarıyor, tanıtımlarını aşağıda bulabilirsiniz.

Kişisel olarak bir not düşmem gerekirse, yayınevinin grafikerine buradan selam olsun, kapaklarına bayılıyorum *-*


Bana Şans Dile

Kadın olmanın rengi hep başkadır. Sevince pembe, âşık olunca kırmızı, fincanda kahverengi, alışveriş poşetlerinde gök kuşağı gibi rengârenktir kadın…
En yakın dostu Eros’un da okunu nereden fırlatacağı hiç belli olmaz… Tıpkı otuz iki yaşına gelmiş ve bu yaşına gelirken boş oturmayıp ikinci kocasını da nihayet kaçırmış; vurdumduymazlığı, hiperaktivitesi ile arkadaşlarına illallah dedirtmeyi başarmış Didem'in kalbine saplanan ok gibi!
Önce ‘Neyse hâlim çıksın falım,’ deyip kapattığı fincanda görüldü yakışıklısı, sonra da kaza yaptığı arabada. Dedik ya ilk ok, tabir yerindeyse dünya umurunda olmayan, sadece kendi keyfi için nefes alan, evinin etrafındaki tüm restoran kuryelerinin yakinen tanıdığı Bağdat Caddesi kokoşu Didem'e...
İkincisi ise İstanbul Emniyeti’nin gözbebeği, deli lakaplı, tuttuğunu koparan, tutarlı, disiplinli baş komiser Bora'ya isabet ediyor...
Didem’in en yakın arkadaşı olma talihsizliğini yaşayan Yasemin'in evliliği ve bebek heyecanı ile renklenen hayatı...

"O dediğin ne demekti?""Şurimşine mi?""Evet, o.""Lazca; canımın içi, sevgilim demek."
Sina, yalnızlığının kabuğunda, adını aldığı çöl gibi ıssız bir genç kızdır. Bir partide tanıştığı Deniz ise, dalgalar kadar hırçın bir delikanlı.Adını bile bilmeden birlikte olduğu Deniz'in, yeni matematik öğretmeni olduğunu öğrenmesiyle Sina'nın hayatı tamamen değişir.
Her şeye rağmen Sina'dan vazgeçmeyen Deniz, farkında olmadan ona zarar vermektedir. Sina, yeni tanıştığı sahiplenilme duygusuyla Deniz'e sığınırken, aşkları engelleri aşmalarına yardım edebilecek miydi?
Sina ve Deniz'in yasak aşkı tüm engellere rağmen sürebilir miydi?
"Neden hiçbir şey olmamış gibi davranmadın? Öğretmenimsin, her şeyi yok saysan daha kolay olurdu.""Yapamam. Olmuşla ölmüşe çare olmazmış."



Yorgun bir ülkenin yorgun ama yürekli insanlarıydı onlar. Toros Dağları eteğinde, gelecek günler ve konuklardan habersiz bir hayat sürüyorlardı. Ansızın köylerine gelen bir yabancının neyin habercisi olduğunun farkında değillerdi.Bu yabancı misafiri aralarına kabullenmeleri uzun sürmediğinde ise kendi kaderlerini kendileri belirlemişlerdi.
 Topraklarından uzaklarda yaşamak zorundaydı Yüzbaşı Vorontsov. Askeri üniformasını ne zaman giydiğini hatırlayamayacağı kadar uzun bir süre geçirmişti yurdundan uzakta.
Bir an önce ülkesine ve hak ettiği zafere ulaşmak istiyordu ve bunun için atması gereken son bir adımı kalmıştı.
Toroslar'ın eteklerinden Erzurum'a, Batum'dan Sibirya'ya kadar uzanan bir tarihi kurgu romanı Kafkas İmam. Savaşın sadece cephede kazanılmayacağının da bir örneği.


Bu kitabı eline aldığına göre hatta arkasını çevirip burayı okuduğuna göre benim aradığım nadir kişilerden biri olabilirsin. Çok insan tanıdım, çok yönetici gördüm, çok patron tanıdım…Binlerce kişiye eğitim verdim, yüzlerce patrona hizmet sattım, birçok firmaya yönetim danışmanlığı yaptım ve yaklaşık iki yüz personel çalıştırdım. Evet, insanlar çok iyi yaratıklar! Bunu gördüm. Ancak gördüğüm başka bir şey daha var ki o da insanların çoğunun yönetim konusunda çok zayıf oldukları.
Etrafıma bir baktım ki sadece işletmeler değil ilişkiler de çok amatörce yönetiliyor. Sonra boşanma oranları, küslükler, tartışmalar ve çözümsüzlükler; yani mutsuzluk için gereken her şeyin arttığını fark ettim.
Sadece bir işletme değil; eşin, ailen veya sevgilinle aranda var olan tüm ilişkiler de yönetilmek zorundadır. Bundan da öte insan kendini daha da önemlisi duygularını yönetebilmelidir.
Bu kitap aracılığıyla hayatın birçok alanını daha iyi yönetmen için yanında olacağım. Aslında her şeyden önemlisi, bir şeyleri yönetmenin sorumluluğu altında yalnız kaldıysan sana arkadaş olacağım.MERHABA  PATRON

Yolum Aşka Düştü - Meral Kır | Tanıtım

5/22/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Bir daha dünyaya gelirse âşık olacağı adamı insan ırkından seçmeye karar veren şaşkın akademisyen Sena Tekin ve önce Sena’yı öpüp sonra, "Pardon, ben senin ağabeyin sayılırım." diyen Ahmet Sancaktar’dan soluksuz okuyacağınız bir roman… 
AŞK, ZOR OYUNLARI SEVERDİ. AMA BU BİR OYUN DEĞİLDİ; BU, TUTKUYA YENİK DÜŞENLER İLE YOLU AŞKA DÜŞENLERİN SAVAŞIYDI. 
Severek yaptığı bir işe, harika bir nişanlıya ve güzel dostlara sahip olan Sena’nın tüm hayatı televizyonda izlediği bir haberle alt üst olur. Özenle kurduğu dünyası yavaş yavaş yıkılırken, hayatını geri alacağına dair tüm umutlarını kaybetmenin eşiğine gelir. Ancak Sena’yı asıl korkutansa, yıllardır âşık olduğu Ahmet Sancaktar’ın onu korumak için her şeyi göze almasıdır.
Çünkü artık genç kızın hem hayatı hem de kalbi tehlikededir…
Ünlü ve zengin Sancaktar Ailesi’nin hırçın, asabi ve ukala olarak tanınan üyesi Ahmet Sancaktar’ın sevdikleri için yapamayacağı şey yoktur. Ancak girdiği amansız kovalamacanın içinde Sena’yı korumak için yaptıkları kendisini bile şaşırtırken, Ahmet’i asıl korkutan şey ise ayağına dolanan aşktır. Karanlıktaki düşmanla savaşmak mı, yoksa aşka karşı gelmek mi daha zordu?
Yaşayıp görmekten başka şansı yoktu… 



Yazar Tanıtımı:

15 Mayıs 1979 senesinde, - annesinin tabiriyle- kirazlar henüz çiçek açmamışken Trabzon’da doğan Meral Kır, beş çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda ailesi ile birlikte İstanbul’a taşınan yazar, eğitim hayatına İstanbul’da devam etmiş, evli ve bir erkek çocuk annesidir. Rakamlarla arası iyi olan Meral Kır, on beş senedir aynı şirket bünyesinde muhasebe işleri ile ilgilenmektedir. 

Rakamlarla arasının iyi olmasının yanında, kelimelerle aşk yaşadığını dile getiren yazar, bu aşkını ilk kitabı olan Aylardan Aşk’ta okuyucularla paylaşmak üzere yolculuğuna başlamış ve 2014 Haziran’ında ilk kitabını çıkarmıştır. Aylardan Aşk isimli eseri tüm okurlar tarafından çok beğenilince, hemen ardından ikinci kitabı Aşkı Seçtim’i de piyasa sürmüştür. Şimdi ise bu yolculuğuna, çok beklenen YOLUM AŞKA DÜŞTÜ isimli kitabı ile devam etmektedir.


Sosyal Medya:

Facebook - https://www.facebook.com/pages/Meral-KIR/1426491987613863

Facebook - https://www.facebook.com/pages/Sancaktarlar-Serisi-Meral-K%C4%B1r/293506444165519?fref=ts

Twitter - https://twitter.com/MeralKr1

İnstagram - https://instagram.com/meralkir1/

Goodreads - https://www.goodreads.com/author/show/8286743.Meral_K_r

Trendeki Kız - Paula Hawkins | Tanıtım

3/18/2015, BY Buse Güler - 1 yorum:

Çok merak ettiğim bir kitabın tanıtımı ile geldim bugün de.
Daha önce bu tarz bir kitap okumamış olmama rağmen konusu gerçekten çok ilgimi çekti.En kısa zamada okumak için sabirsızlanıyorum.


Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.

"Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!"
-S.J. Watson-

"Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred Hitchcock'u." -Terry Hayes-

"Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman."
-Lisa Gardner-

"Aklınızı başınızdan alacak, zekice yazılmış bu psikolojik-gerilim romanı hem muhteşem hem de tren enkazı kadar korkunç!"
-Publishers Weekly-

"Nefesleri kesen bir ilk roman. En dikkatli okurlar bile, Hawkins olayları teker teker açığa çıkarıp, aşkın ve takıntının şiddetle olan kaçınılmaz bağını ortaya koyarken şaşırmaktan kendilerini alamayacaklar." -Kirkus-

"Trendeki Kız, her şeyi anladığınızı düşündüğünüz an sizi farklı bir sürprizle karşılıyor."
-Entertainment Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)


Hilekar - Rahime Gaye Önel | Çok yakında !

3/04/2015, BY Buse Güler - 6 yorum:

Genelde blogumda görmeye alışık olmadığınız bir duyuru ile karşınızdayım :D 

Canım arkadaşım Gaye'nin romanı çok yakında okuyucuları ile buluşacak :)
Uzun zamandır 'hadi, hadi' diye bekliyorduk ve sonunda güzel haberi aldık :) Geç olsun, güç olmasın değil mi?  Kitabı yazım aşamasında hepsini olmasa da okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, fantastik severler bu kitaba bayılacak :D Ben çok sevmiştim yaratılan dünyayı. 


Son olarak Gaye'ye başarılar diliyorum. Umarım hak ettiği gibi bol bol okuyucusu olur ! Kitabı elime alıp okuyabilmek için de sabırsızlanıyorum :D 



Gözlerindeki Canavar - J.M. Darhower | Tanıtım

2/23/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Kötü Kurt’a âşık olursa…

Ignazio Vitale iyi bir adam değildi.

Onu ilk gördüğümde tehlikeyi sezmiştim. Karanlık ve öldürücü… Büyüleyici ve ürkütücü... İstediğim her şey ve ihtiyacım olan son şey... Saplantı.

Beni ağına düşürmesi, yatağa atması ve hayatına dahil etmesi çok uzun sürmedi. Onun sırları vardı, hayal bile edemeyeceğim sırlar… Gözlerindeki karanlık, ürkütücü ve heyecan vericiydi. O, yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı ve maskesini çıkardığında her şey değişmişti.

Ondan nefret etmek istiyordum. Bazen ediyordum da... Ama bu onu sevmeme engel olmuyordu.

Sizce de konusu mükemmel değil mi? Okumak için sabırsızlanıyorum ! 




Gözlerinin Esareti - Jennifer Royce | Tanıtım

2/14/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Sevgiye aç bir kadınla… Kalbi buz tutmuş bir adam… Tutkuyu keşfettiklerinde, dönüşü olmayan bir yola girmek zorunda kalırlar...
Küçüklüğünden beri aradığı sevgiyi bulamayan Keira Destina’nın tek bir dileği vardı; kendisini gerçekten sevecek bir kalp. Babası tarafından sürekli hor görülüp, sevgisiz ve korumasız bir hayat süren Keira, şeytanla yaptığı anlaşma sonucu Karanlıklar Lordu’nu öldürmeye kalkıştığında, hayatının altüst olacağından habersizdi. Herkesin, önünde korkuyla titrediği Karanlıklar Lordu tarafından esir alınan genç kız için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Karanlıklar Lordu Kayran için, bu namı almak hiç de kolay olmamıştı. Katıldığı tüm savaşlardan galibiyetle ayrılmış, düşmanlarının korkulu rüyası haline gelmişti. Karanlık ruhunun bir tek savaş meydanlarında ışığa kavuştuğuna inanan bu adam, bir gece çadırına gizlice sızan, asil ama hırçın bir güzelin ölümcül saldırısından kendisini korumak isterken, onu bekleyen sürprizin farkında değildi. Gözlerine ilk baktığı an, bu kızın tanıdığı tüm kadınlardan farklı olduğunu anlamıştı. Genç kızın öfkesinin ve cazibesinin ateşi Kayran’ın buz tutmuş, karanlıklar içindeki kalbini sarmıştı. Genç adam için artık tek bir gerçek vardı; bu asi güzel ona ait olmalıydı!



Ünlü Aşk - Burcu Bahtiyar | Tanıtım & Alıntılar

2/02/2015, BY Buse Güler - 2 yorum:
Alıntılarını görünce okumak için sabırsızlandığım kitap Ünlü Aşk,
 çok yakında bir okuma etkinliği ile blogda :)

O bir Türk. O bir kadın. O bir bodyguard. O ünlü film yıldızı Can Taker'ın seksi, havalı, belalı takıntısı...

KAREN YAĞIZ… 25 yaşında. Gençliğinin baharında. Ve hep yapmak istediği işi yapıyor, çünkü bu işte iyi! Ancak işinde hareketi sevse de, özel hayatı içler acısı derecede sıradan, rutin ve sıkıcı... Aslında Karen, bu sıkıcı ve rutin hayatından da memnun. Fakat her şeyin bir kırılma noktası var. Karen bir anda kendisini iki yakışıklı erkek tarafından kuşatılmış olarak buluyor!

CAN TAKER… O bir dünya starı. Kadınlar onunla birlikte olmak için yarışıyor ama onun peşinde olduğu tek bir kadın var; şımarık bodyguardı.

TOPRAK ise Karenin en yakın arkadaşı, dostu... O olmadan geçen bir günü bile olmadı.

İki erkek, iki aşk, üstüne bir de suikastçı bir psikopat!
Karen için hayat bundan sonra diken üstünde bir maceradan ibaret…
(Tanıtım Bülteninden)


Ölüme meydan okumaktı aşk. 
Olmazları oldurmak, yeni efsaneler yaratmaktı. 
Bedenlerin değil, ruhların açlığıydı.
Aşk bir masaldı ve biz bu masala, birbirimizi ilk gördüğümüz o anda başlamıştık.


“Konuşmamız gerekiyor, Karen,” dedi nazik ama ısrarcı bir tonla. Anlamıyordu. Onunla böyle burun buruna dururken, beynime konuş komutu veremeyecek bir durumdaydım. Aklım tek bir şeyin emrindeydi yalnızca; hormonlarımın!
O yüzden parmak uçlarımda yükselerek tek bir hedefe doğru yöneldim. Dudaklarına yani. Dediğim gibi kontrolü beynim değil, kalbim ve hormonlarım ele almıştı. Artık bu işkenceye dur diyecek, hakkım olan huzuru ve mutluluğu alacaktım.
Tabii o aptal gagasını açmasaydı!


Üstelik kadının sete geldiğinden beri, Can’a açık bir şekilde kur yapıyor olması inanılmaz derecede canımı sıkmıştı. Elleri sürekli Can’ın kaslı göğsünde dolanıyordu. Geri kalan zamanlarda da─nasıl beceriyorsa─sürekli dar bir alan bulup Can’a sürtünerek önünden, yanından veya arkasından geçiyordu. Ama en çok da yatak odası gülüşüne hasta olmuştum kadının. Resmen 'Ben kaşarım. Gelsene. Beni rendelesene!' diyordu.
Bense bu rendeleme eylemi için duvarı mı kullansam, yoksa yeri mi diye sürekli fikir değiştirip duruyordum. Zavallı Linda’nın olmadığı anlarda Can’ın etrafındaki kadınların böyle sinek gibi ona yapışıyor olması çok adaletsizceydi.
Neye kızdığımı anlıyorsunuz değil mi? Üzüntüm sadece Linda için! Sonuçta bu bir hemcins dayanışması. Yoksa Can Taker’ın kadına yiyecekmiş gibi bakmasıyla ve benim de içten içe sinir olmamla ilgili bir durum değil!


Ünlü oyuncu Can TAKER, gazetemize şöyle bir demeç verdi. “Bodyguard’ımın kusuruna bakmayın, arkadaşlar. Kendisi de bir hayranım olduğu için, başka bir bayanın pankart dahi olsa bana şahsen göstermek istediği hiçbir şeye tahammül edemiyor.”


“Daha yürümeyi bile beceremeyen bir Türk kadınının korumasına muhtaç değilim!” dedi.
Bana dedi! Gözlerim fal taşı gibi açılırken, ağzım vidası gevşemiş kerpeten gibi açık kaldı.

Derin bir nefes alırken profesyonelliğin canı cehenneme deyip, içinde ırkçılık kokan cümlesine yanıt vermek için ünlü Can Taker’ın arkasından bağırdım.

“Hey, bekler misiniz?”
Az önce benim düştüğüm yere yakın bir yerde duraksadı ama arkası hâlâ dönüktü. Üstümden damlayan sulara aldırmadan, koşar adımlarla yanına gidip, tam da burnunun dibinde durdum sessizce. Hayatımda hiç bu kadar aşağılandığımı hatırlamıyordum. Yurtdışında da Türk olduğum için ırkçılıkla karşı karşıya kalmıştım belki ama kendi topraklarımda… Üstelik de bir kadın olduğum için! ‘Türk kadını’ olduğum için!
Bütün iş prensiplerimi bir kenara bıraktım ve evrensel kadın silahımı kullanmakta tek bir saniye bile tereddüt etmedim bu yüzden.
Benden bir hayli uzun olsa da, ellerimi Can Taker’ın çıplak omuzlarına koydum ve ustaca bir dengeyle parmak uçlarımda yükselip yüzünü yüzüme yaklaştırdım. Gözlerim, uzun kirpiklerimin arasından baygın baygın baktı. Şuh bir edayla iç çekerken, tek kelime etmeden durdum.
Uzaktan bakan birisi, kesinlikle birazdan öpüşmek üzere olduğumuzu sanırdı. Ama önemli olan, onun da böyle sanmasıydı.
Ve beklediğim de oldu.
Bakışları önce şaşkınlık, sonra merakla yüzümde gezindi ve ben de bunu fırsat bilerek dudaklarımı yaladım. Alt dudağımı hafifçe ısırırken, dudaklarımı da davetkârca aralık bıraktım. Direndiğini görebiliyordum, kafasının karıştığını... Belki bir hayranı olduğumu sanıyordu, belki de egoları ya da hormonları fazlasıyla şişkin bir erkekti, bilmiyorum ama en sonunda savaşı kaybetti ve beklenen hamleyi yaptı.
Beni öpmek için eğildi.
Ve ben tam zamanında, dudakları dudaklarımı teğet geçecek bir şekilde başımı sağa çevirirken, kulağına doğru tatlı tatlı fısıldadım.
“Bana göre, bir Türk kadınının karşısında bile duramayacak kadar korunmaya muhtaçsınız siz!” dedim kasıklarının tam da en hassas noktasına dizimi geçirirken.
Acının etkisiyle gözlerinden yaşlar geldi ve iki büklüm olarak geri kaykıldı. Neredeyse havuza düşecekti. Eh, yardımseverlik biz Türklerin kanında vardı ne de olsa; düşmesine yardımcı olmayı bir borç bilerek, omuzlarını hafifçe dürtükleyiverdim.




BSBT 4. Blog Turu | Kıyamet Sonrası - Tanıtım

4/26/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:
Tur Takvimi:
1.Gün:
Okuma Köşem - Tanıtım
Sanat Nehri - Yorum
2.Gün:
Kitap Kurdu Böjük -Alıntı
Colored Books - Yorum

3.Gün:
Sanat Nehri - Karakter Analizi
Kitap Kurdu Böjük - Yorum

4.Gün:
Kitap Prensesi - Yazarı Tanıyalım
Okuma Köşem - Yorum

5.Gün:
Colored Books - Bu kitabı neden okumalıyız?
Kitap Prensesi - Yorum



Penryn’in küçük kız kardeşi Paige kayboldu. İnsanlar korkuyor.

  Bir annenin kalbi kırık.
 

  Penryn San Francisco sokaklarında kardeşini arıyor. Sokaklar neden bu kadar boş? Herkes nereye kayboldu?

  Paige kardeşinin izini sürerken, meleklerin gizli planının merkezini buluyor ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze geliyor.

  Raffe kanatlarının peşinde.
 
Onlarsız meleklere katılması imkansız.
 
 Tekrar kanatlarını kazanmak ya da Penryn’in hayatını kurtarmak arasında kaldığında, hangisini seçecek?

  Melekler, insanlar ve canavarların korku dolu hikayesi, Meleğin Düşüşü’nün ardından, Kıyamet Sonrası ile devam ediyor..

Tanıtım Filmi:

 

 
 


Şükrü Uyar - Her Aşk Bir Yalnızlıktır | Alıntı - Tanıtım

4/16/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:
 
İnsanoğlunun var oluşundan bu yana aşk da her daim var olmuştur. 
 
Her insan aşka ihtiyaç duymuş, ancak kimisi aşkı bulabilmiş, kimisi de aşkın ne olduğunu dahi bilemeden yaşamış gitmiştir.
 
Kimi de aşkı yaşamasına rağmen bir türlü bunu sonsuza dek sürdürememiş, bir şekilde aşk bitmiş ve sonunda yalnız kalmıştır.
 
Aslında her aşk bitmeye mahkûmdur.
 
Çünkü aşk kavuşmaları sevmez.
 
Sevgiliye kavuştuğunuz anda aşkta çatlaklar başlar.
 
Aşk nihayetinde zamana yenilir ve biter.
 
Yerini ya bir başka aşka bırakır ya da geride bir iz dahi bırakmadan her şeyini alıp gider ve bir daha uğramamak üzere  çıkar hayatımızdan…
 
"Her Aşk Yalnızlıktır" kitabı Aşka Dair ve  Hayata Dair diye iki bölümden oluşmaktadır.
 
Aşka ve hayata dair birçok konuyu bu kitapta bulabileceksiniz.

Kitap Tanıtımı : Claire Messud-Üç Oda Bir Yalnızlık

4/15/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:


Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları

Hayatı boyunca başarılı bir sanatçı ve anne olmanın hayalini kuran Nora amaçlarını gerçekleştirmek yerine "Üst Kattaki Kadın" ve güvenilir bir insan olarak yaşamına devam etmiş bir ilkokul öğretmenidir, fakat yeni öğrencisi Reza ile onun ebeveynlerini tanıdığı andan itibaren kendini, inançlarını ve benliğini sorgulatan bir varoluş karmaşasının içinde bulur.

Claire Messudun içtenlikle ve yürek yakan bir üslupla kaleme aldığı Üç Oda Bir Yalnızlıkta kendinden öte bir dünyaya dahil olmayı arzulayan yalnız bir kadının sürükleyici itiraflarına şahit olacaksınız.

"Edebi anlatımın zekice işlendiği bu roman baştan sona nefes kesen bir okumayı garanti ediyor."
USA Today-

"Sayfalarından tutkunun ve sanatın fışkırdığı bu roman, otantik bir hayatı kucaklamanın heyecanını ve duygu yoğunluğunu gözler önüne seriyor."
-Booklist-

"Pek çok mecra tarafından yılın kitabı seçilen The Emperor?s Children?ın yazarından ustaca işlenmiş bir roman daha."
-The New York Times-

"Büyüleyici ve kusursuz bir anlatım... Messud?un geniş bir tasvir ve hayal gücü var."
-San Francisco Chronicle-




Yorumu çok yakında blogda :)


Okumaya Başladım #2 | Silüet - Andrea Cremer

3/12/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Orijinal adı: Nightshade
Seri Bilgisi: Silüet #1
GoodReads Puanı: 4.05
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 464
Satın almak için: Kitap Sihirbazı

Herkese merhaba arkadaşlar. Silüet'i bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine almıştım ve epeydir bekliyordu kitaplığımda. İkinci kitabı da çıkmışken, daha fazla beklemesin dedim. Çok sayıda olumsuz yorum duydum. Ama olumlu yorumlarda var :D
Yaklaşık 70 sayfa okudum ve şimdiye kadar bir problem yok. Biraz kafam karışmadı değil :D Bir çok doğaüstü varlık var. Şimdilik iyi gidiyor bakalım nasıl olacak :)

Tanıtım yazısı:
SİLÜET
BİR KURT SÜRÜSÜNE SÖZ GEÇİREBİLİYOR
AMA KALBİNE ASLA!

Ateşli ve kesinlikle heyecan verici
-Becca Fitzpatrick, Fısıltının yazarı

Calla, kaderinin ona ne getireceğini biliyordu:
Geleceğin ateşli alfa kurdu olmak Ren Larochela eşleşecek, onunla omuz omuza savaşıp sürüyü yöneterek Bekçilerin kutsal mekânlarını koruyacaklardır. Ancak yakışıklı bir gencin hayatını kurtararak efendilerinin yasalarını çiğnediğinde Calla kaderini, varlığını ve kendi dünyasını sorgulamaya başlar. Kalbini dinlerse her şeyini, hatta belki hayatını bile kaybedecektir

***

Zekice yazılmış bir seri, okuyucuları koltuklarına çiviliyor.
-Associated Press

Seksi ve sarhoş edici; aksiyon, gerilim ve kesinlikle aşk dolu
Daha fazlası için sabredemeyeceksiniz!
Doğaüstü romanları sevenler için tam bir başyapıt.
-Romantic Times

Son derece romantik.
-Justine Magazine

Silüetin bağımlısı oldum!
-Kay Cassidy

Tanıtım | Tutkulu Notalar-Olivia Cunning

3/03/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:
 
Çekiliş kitabımızı tanıyalım bakalım :)

Orjinal Adı: Backstage Pass
Seri Bilgisi: Sinners on Tour #1
GoodReads Puanı: 4.09
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Sayfa Sayısı: 431
Satın almak için: Kitap Sihirbazı

***

GÜNAHKARLAR TURNEDE 1.KİTAP

Müzik hiç bu kadar ateşli olmamıştı!

Sahnelerin en seksi metal grubunun baş gitaristi Brian Sinclair, yaratıcılık kıvılcımını kaybettiğinde, bastırılmış dehasını ortaya çıkarabilmek için grubunu tutku dolu gecelere sürükleyecekti.

Tutkulu notaları ortaya çıkaran kadın...

Seksi psikolog Myrna Evans Günahkârlar ile birlikte tura çıktığında, gruptaki herkes onu baştan çıkarmaya çalışır ama Myrnanın elde etmek istediği tek adam Briandır

İki aşığın çılgın ve dizginlenemez tutkuları, onları yepyeni bir boyuta taşırken kendilerini sınırsız arzu ve günahlarla dolu bir turnede bulacaklardı...

Ve artık siz de bu ritmin esiri olacaksınız !

Tutkulu Notalar ateşli, seksi ve son zamanlarda okuduğum en eğlenceli kitaplardan biri. (Fiction Vixen)

Bu çocuklar çok şehvetli, seksi ve son derece çekici (Night Owl Romance)

Cidden şehvetli... (Find the Time to Read)

Günahkarca ateşli sahnelere hazır olun... (Drey's Library)

Olivia karakter yaratmada muhteşem bir iş başarmış ve hepsini seveceksiniz. (Romance Reviews)

Tek kelimeyle: ATEŞLİ (Moonlight to Twilight)






İlk Defa - Cora Carmack | Tanıtım

2/07/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok: