KGBT 7. Tur || İngiliz Gelin Annabel - Lynsay Sands || Yorum

5/13/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Asla evleneceğini düşünmemişti. Annesi ansızın onu manastırdan alıp eve götürmek için geldiğinde, Annabel bir rahibe olmak için yemin etmek üzereydi... Böylece, evden kaçan ablasının nişanlısı olan İskoç lorduyla evlenebilecekti!
Bir eş olmakla, bir ev idare etmekle ve özellikle gerdek gecesiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordu. Asla âşık olacağını düşünmemişti. Ross MacKay, Annabel'i gördüğü andan itibaren, utangaç ve tatlı müstakbel eşine vurulmuştu...
Annabel'in bedeninin kıvrımlarının da ayrı bir lütuf olduğunu düşünmüştü. Ancak, bir düşman Annabel'in hayatını tehdit edince, Ross onu İskoçya'ya götürdü. Annabel evlenmeyi planladığı kadın olmasa da, arzuladığı tek kadındı.

Herkese merhaba ! 

7. Blog turumuzda yorum sırası bana geldi.
 Öncelikle Kitap Gurmeleri olarak Olimpos Yayınları aracılığı ile  historical tarzda bir kitaba tur düzenlediğimiz için ben kendi adıma çok mutluyum :) Bu türü çok fazla okumamış ve deli gibi okumak isteyen biri olarak, turumuzda ağırlamak benim için çok iyi oldu. Tabii turumuzda ağırladığımız kişiler, muhteşem Ross ve biricik eşi, İngiliz Gelinimiz Annabel olunca, tadından yenmiyor :D 

Yorumuma geçmeden önce size konusundan biraz bahsedeyim. Annabel henüz yedi yaşındayken, annesi bir erkek çocuk doğurmadığı ve kızımızdan büyük bir de ablası olduğu için ailesi tarafından manastıra gönderilmiştir. Yani erkek bir çocuk daha olsa, ablası da gidecekti manastıra. Her neyse, kızımız manastıra gönderildikten sonra on dört yıl boyunca ailesi ile hiç görüşmemiş ta ki bir sabah annesi onu gelip adeta sürüklercesine manastırdan götürene dek. Nereye götürüyor? Yıllar önce evi olarak bildiği, ayrıldığı yere. 

Bir de İskoç Bey'i Ross MacKay var. Annabel'in babası ve Ross zamanında bir anlaşma yapmışlar. Bu anlaşma gereğince Annabel'in ablası Kate ve Ross evlenecekler. Fakat Kate yanlarında çalışan yardımcılarının oğlu ile kaçınca işler değişir. İşte Annabel'i annesi bu yüzden tutup eve getirmiştir. Ross MacKay ile evlenmesi gereken kişi ablası olmadığı için Annabel'dir. Ross Annabel'i gördüğü ilk andan beri adeta ona vurulur, evlenmeyi beklediği kız yerine onun kardeşi ile evlenmesinde hiç bir sakınca yoktur. Tabii bu kız Annabel olduğu için :) 

Son on dört yılını manastırda geçirmiş biri olarak Annabel'in bir eş olmak, bir krallığı idare etmek gibi şeylerden bi haber olduğunu tahmin edebilirsiniz. Kızımızın en büyük sorunu da bu aslında. Bir anda değişen hayatı ile Annabel'in yeni bir hayatı oluyor ve tüm bunları öğrenmesi gerekiyor. 
Bunun haricinde de kitabın başından beri Annabel'in peşinde birisi var. Ross ve adamları onu bulmaya çalışıyorlar derken siz de "kim acaba?" diye heyecan yapabilirsiniz, ben yaptım :) 

"Hepsi onun suçuydu. İçki içmesi için ısrar eden oydu, Annabel ona itaat etmişti. Oysa niyeti sadece onu rahatlatmak ve üstündeki yünlü geceliği çıkarması için baştan çıkarmaktı. Yeteri kadar içerse, kilise kurallarını unutur ve gerdek gecesini keyfini çıkarır diye ummuştu. Hem planı işe yaramıştı. Annabel kesinlikle kendisini rahat bırakmış ve öpüşmelerinden keyif almıştı. Sızmasaydı, daha da keyif alabilirdi diye düşündü Ross. Ne yazık ki, ona başa çıkabileceğinden fazla içki içirmişti. Gerçi Ross onun o kadar içkiyle bile gayet iyi başa çıktığını düşünmüştü... Ta ki sızana kadar."

Sayfalar akıp giderken işte biz bunları okuyoruz :) Ben kitabı çok sevdim. İskoçlara olan ilgim Ross ile artmış olabilir, evet :D Sanırım historical tarzda kitaplarda en azından şimdiye kadar okuduklarımda benim en sevdiğim şey hem erkek hem de bayan karakteri de ayrı ayrı sevmiş olmamdı. Annabel, o kadar iyi ve temiz ki. Okurken beni güldürdüğü yerler çok oldu. Ross deseniz, ben bu kadar düşünceli bir adam daha görmedim :D Hele kitabın ilk başlarında, acıdım yahu :D *okuyanlar bilir* İnsan yıllar öncesini anlatan, tarihi aşk romanı, İskoç Bey'i dediğinde bir öküz bekliyor bazen. Ama yok, Ross çok iyiydi. 
Okurken fark ettim ki sanki Ross ve Annabel bizden biri olmuş. Bitince kendimi boşlukta hissettiğim de doğrudur :) Umarım yayınevi yazarın diğer kitaplarını da çıkarır. 

Takıldığım tek bir yer vardı, kitap ilahi bakış açısı ile anlatılmış olsa da, yani Ross veya Annabel tarafından değil başka biri tarafından anlatılıyor, karakter geçişleri belirsizdi. Bir paragrafta Annabel'i okurken diğerinde Ross'a geçilmiş ama arada bunu belirten bir şey yoktu. Sanırım bu historical kitaplarında olan bir şeymiş :) Bir süre sonra ben de alıştım zaten. Yazım yanlışlıkları vardı bazı yerlerde, diğer basımda düzeleceğini düşünüyorum , okumanızı etkileyen türden şeyler değildi. Kapağını da pek beğendiğimi söyleyemem. İç tasarım çok güzeldi ama. 

Kısaca, historical tarzda kitapları seviyorsanız zaten henüz okumamış olmanız büyük hata. Ama benim gibi bu konuda deneyimsizseniz, İngiliz Gelin Annabel kesinlikle tavsiyemdir :) 

Puanım:


KGBT 7. Tur || İngiliz Gelin Annabel - Lynsay Sands | Ön Okuma

5/11/2015, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Herkese merhaba :) Bugün 7. blog turumuz başladı, maşallah bize ^^ 
Kitabımızın ön okumasına bakmadan önce Facebook sayfamızda gerçekleşen çekilişe katılmak için buraya tıklayabilirsiniz :) 


Ocak Ayında Okuduklarım

1/31/2015, BY Buse Güler - 6 yorum:

Merhaba !
Bundan sonra her ay okuduğum kitapları bu şekilde yazmaya çalışacağım.
Goodreads sağolsun bana yardımcı olacak bu konuda :P
Toplam beş kitap okumuşum ama altıncısı birazdan biteceği için altı kitap okumuşum diye varsayıyorum.

Bakalım neler okumuşum:

Tahrik - K.Bromberg | Yorum & Alıntı

1/27/2015, BY Buse Güler - 2 yorum:

Herkese merhaba :) 
Neler düşüneceğimi bilmediğim, kararsızlığın dibine vurduğum ve sizlere nasıl anlatacağıma emin olmadığım bir yorumla karşınızdayım :)

Kız Kafası - Lafebesi | Yorum

1/21/2015, BY Buse Güler - 5 yorum:

Herkese merhaba !
Bugün yorum sırası Kızkafası'nda :) Umarım sizde yorumu, benim kitabı okurken eğlendiğim gibi okursunuz :) 

ÇEKİLİŞ ZAMANI ! :)

1/13/2015, BY Buse Güler - 38 yorum:

Merhabaaaaaaa ! 
Kısa bir süre sonra blogum 1 yaşına girecek, onun için belki ayrı bir çekiliş yaparım ama ondan önce 300 takipçiyi geçtiğim için, özellikle de böyle kısa bir zamanda, bir çekiliş düzenlemek istedim. 

Aşağıda ki Rafflecopter aracılığı ile çekilişe katılabilirsiniz :) 

Çekiliş 13.01.201 - 20.01.2015 tarihleri arasında gerçekleşecektir.

Katıldıktan sonra yorum bırakmayı unutmayın :) 



a Rafflecopter giveaway
Desteği için Olimpos Yayınları'na teşekkürler :)



Yedi Gün Yedi Gece - Evangeline Collins | Yorum

5/17/2014, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Orjinal Adı: Seven Nigt to Forever
Seri Bilgisi: -
GoodReads Puanı: 3.80
Yayınevi: Olimpos Yayınları
Sayfa Sayısı: 404

Herkese merhaba.
Olimpos yayınlarındna historical türünde çıkmış olan Yedi Gün Yedi Gece okundu bitti.
Okuduğum ilk historical kitap :) 1819'un Londra'sında geçiyor olaylar.

İlk önce kapağından bahsedeyim. Ben kapağını ve renklerini sevdim. Yüzlerinin gözükmemesi daha iyi olmuş bence.  GoodReads'te orjinal kapağını da gördüm. Bence bizimki daha güzel. Olimpos yayınları bu konuda iyi iş çıkarmış.

Konusundan bahsedecek olursam;
Rose her ayın ilk haftası bir genelevde çalışıyor. Çünkü babasının ölümünden sonra ondan kalan borçları temizlemek zorunda. Ayrıca destek olması gereken kendinden küçük bir de erkek kardeşi vardır. 
Erkek kardeşi Dash babasının yaptıklarını bilmiyor, Rose Dash'ın babasına olan sevgisini saygısını yitirmesini istemediği için bütün borçları üstleniyor ve dediğim gibi her ayın bir haftası genelevde çalışıyor. Orda gözde kızlardan biri olduğu içinde baya iyi gelir getiriyor ona yaptığı iş.

Gelelim James Archer'a. James epey zengin bir adam. Fakat bu zenginliğini ticarete, çok çalışmaya borçlu. Üç yıl önce evlendiği karısı Amelia gibi soylu bir aileye sahip değil.  Ondandır ki, üç yıldır evliliğinde tek bir mutlu anı olmamış. Zaten James'in babası Amelia soylu bir aileden geldiği için onların evlenmelerini istemiş. Amelia sağolsun her fırsatta James'i aşşağılıyor, adamı resmen yerin dibine sokuyor. Ayrıca çok sayıda da sevgilisi mevcut. James'in gözünün içine baka baka aldatıyor adamı.

James'in sabrına hem hayran kaldım, hemde kızdım. Biraz sesini çıkarsa belki daha iyi olabilirdi. Birinin Amelia'ya haddini bildirmesi lazımdı -.-

Neyse, James karısından bıkmış artık ve geç saatlere kadar işyerinde çalışıyor. İhanetten yana bir adam olmasada ayakları onu Rose'un çalıştığı geneleve götürüyor. Son ana kadar vazgeçecek durumda olan James, Rose'u görünce adeta çakılıp kalıyor. 

Daha sonra ne mi oluyor? İşte orasını söylemem :D Ama ben "hadi canım, var mı böyleleri?" dedim okurken.

Kitabı sevdim. Dili gayet akıcı. Okurken bir bakıyorum sayfalar sonrasına geçmişim ama hiç farkında değilim. Anlatım tarzını da beğendim. Ama benim şimdiye kadar okuduğum kitaplar gibi her anı anlatmıyordu. Diğer bölümün bir gün sonra başladığı da oluyordu fakat bu rahatsız etmiyor

Tek rahatsız olduğum konu James'in karısı Amelia'ya bu kadar sabırlı davranmasıydı. Belki biraz sesini çıkarmasını karşı çıkmasını bekledim :D Ama sonunda da bu işe yaradı aslıda :P Hayır hayır, söylemiyorum :)

Güzel vakit geçirmek istiyorsanız, alıp sıkılmadan keyifle okuyabilirsiniz. 

Sevgiler :)

Puanım: