KGBT 30. Tur || Yorum: Tam İsabet - Alice Clayton

6/23/2016, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Caroline'ın, çapkın komşusu Duvardelen Simon'ın kalbini çalmasıyla renklenen hayatı, artık tam anlamıyla bir lunapark! Duvarların Dili Olsa ile ilk kez tanıştığımız Caroline ile Simon ve onların muhteşem arkadaş çevresi, hikâyenin devamı Tam İsabet'te yeni insanlarla daha da kalabalıklaşıp şenlikli bir hal alıyor.
Eee boşuna "Nerede bolluk orada eğlence (!)" dememişler!.. Tam İsabet'te de aşk tanrısı okunu öyle bir nişan alıyor ki romantizmi ve eğlenceyi tam on ikiden vuruyor. Size de sadece, aşk ile meşkin mükemmel bir uyumla bir araya geldiği bu kitabı okumak kalıyor! Aşk kapıyı bir kere değil, defalarca çalar! Duvarları da...


Herkese merhaba.
Kitap Gurmeleri olarak DEX’in yenilerinden Tam İsabet’in turuyla sizlerleyiz. Bugün turun son günü ve yorum sırası bana geldi.

İlk kitap olan Duvarların Dili Olsa’yı çıktığı ilk zamanlarda -kaç yıl önce hatırlamıyorum- okumuş ve çok sevmiştim. İkinci kitaptan ümidi kestiğim için Tam İsabet’in çıkacağını duyduğum zaman elbette mutlu oldum. Fakat kitap tam olarak beklentilerimi karşılamadı. Genelde ikinci kitaplar böyle olurlar aslında. Hele ki ilk kitap mükemmelse (:

Çok kalın bir kitap olmamasına rağmen okurken sıkıldığım zamanlar oldu. Çünkü birbirini tekrarlayan yatak muhabbetlerinden ibaretti. İlk kitap da genel olarak böyleydi ama sanırım o zamandan bu zamana çok daha iyi kurgu ve kitaplar okuduğum için bu biraz sönük kaldı.

Cinsellik benim açımdan bir kitapta sorun değildir, tüm kitap bunun üzerine kurulu olmadıktan sonra elbette. Sıkıldığım kısım bu oldu. Sanırım benim için final ilk kitap olarak kalacak. Gerçekten beğenmiş ve epey gülmüştüm çünkü. (:

Eğer ilk kitabı okumadıysanız tavsiye ederim, okuyun. İkinci kitabı ise siz bilirsiniz. Belki arka arkaya okunduğu zaman daha iyi bir etki bırakabilir. 


KGBT 29. Tur || Yorum: Sarai - J. A. Redmerski

6/06/2016, BY Buse Güler - Hiç yorum yok:

Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika’daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir.
Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai’ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar.  Ne var ki, işler Sarai’ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson’a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur.
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai’a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai’ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas’la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar.
Victor ve Sarai birbirlerine olan güvenlerini arttırırken, aralarındaki uyuşmazlıklar da zamanla azalmaya başlar. Peki Victor’un kaba kuvvete dayanan yetenekleri ve tecrübesi Sarai’ın hayatta kalmasına yetecek midir?
Bu kitap Sarai ve Victor’un hikâyesidir.

Herkese merhaba.
Yine çok güzel bir kitabın tur yorumu ile sizlerleyim. 

J.A. Redmerski benim sevdiğim yazarlardan. Hiçliğin Kıyısında ve Sonsuzluğun Kıyısında kitaplarını çok severek okumuştum. Bu kitapta da beni şaşırtmadı, Sarai çok güzeldi.

Arka kapak yazısında konuyu tam olarak anlatmış aslında. Sarai, on dört yaşındayken Meksika'daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanıyor. Çünkü adam ona aşık, tabii saplantı ve hastalık derecesinde.

Orada bir nevi esir olarak tutulmaya başlandıktan sonra yanına bir kız daha getiriyorlar ve bu Sarai'nin en yakın arkadaşı oluyor. Birlikte orada zorla tutuluyorlar ve öyle bir yer ki, kaçma olanakları imkansız.

Daha sonra bir Amerikalı geliyor, iş anlaşması için ve Sarai bu fırsatı değerlendirerek kaçıp adamın arabasına gizleniyor. Kurtulduğunu düşünürken kendini çok daha farklı bir belanın içerisinde buluyor. Daha sonra da kitabımız devam ediyor.

Ben kitabı sevdim. Gerçekten çok akıcıydı ve kapak tasarımını da beğendim. Zaten kitap ciltli, çok güzel yani :) Tek sorunum redaksiyon sıkıntısıydı. Okumanıza engel olmuyor ama gözüme batan, rahatsız eden hatalar vardı.

Yazar romantik türünde gayet güzel yazıyordu ve bu türde de bunu başarmış. Umarım ikinci kitap için çok fazla beklemeyiz.