New York Times, USA Today ve Wall Street Journal Çoksatan Romanı Başka Dilde Aşk, korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikâyesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikâyesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi…
Herkese merhaba!
Size muhteşem bir kitabın yorumunu yapmaya geldim, o yüzden ben çok iyiyim! Umarım sizler de iyisinizdir, ha iyi değil misiniz? O zaman bir koşu gidip Başka Dilde Aşk'ı alın, iyi olacaksınız, eminim ^-^ Bu arada, yirmi beş tane post it eklemişim kitaba, hepsini paylaşmayacağım tabii sizlerle, çok hoşuma giden yerleri ekleyeceğim :)
Reading slump dedikleri o dönem varya, ben ona bir girdim çıkarabilene aşk olsun. Allah'ım nasıl kötüyüm ama anlatamam, tur kitapları var, onları okuyabiliyorum sadece, o derece kötüyüm. Bekleyen bir sürü kitap var, aslında istiyorum okumak ama elime alınca okuyamıyorum. Bir de biliyorsunuz hepiniz, havalar çok sıcak onun da etkisi var tabii. İşte tam böyle kötü bir dönemdeyken tavsiye üzerine Başka Dilde Aşk'ı aldım elime. Archer ve Bree'nin hikayesini okumaya başladım. Size şöyle söyleyeyim, bir önceki kitap yorumum Karanlık Ateş kitabınaydı, herkesin bayıldığı Barrons'u bile okuyamayan ben, Başka Dilde Aşk'ı elime alır almaz yüz sayfadan fazla okudum.
Şimdi övgülerimi sonraya saklıyorum ve sizlere biraz konusundan bahsetmek istiyorum, merak etmeyin hiçbir şekilde spoiler vermeyeceğim.
Bree önce annesini sonra babasını kaybettikten sonra biraz kafasını dağıtmak ve biraz yalnız kalabilmek için eskiden mutlu bir aileyken geldikleri bir kasabaya yolculuk yapar. Gördüğü ilk andan itibaren içini sıcacık hisler ile dolduran göl kıyısındaki evi tutar ve yeni bir hayata adım atar, geçici bir süreliğine de olsa. Market alışverişinden dönerken esrarengiz bir adam ile karşılaşıyor Bree. Saçı sakalı adeta birbirine karışmış, Bree ne kadar konuşmaya çalışsa da ona cevap vermeyen ve bu sayede kızımızı daha çok merakta bırakan bir adam; Archer.
Archer hakkında ben bir şey söylemek istemiyorum çünkü onunla ilgili bir şey var. Aslında çok büyük bir spoiler değil, bir iki bölüm okuyup öğreniyorsunuz, arka kapak yazısı da biraz ipucu veriyor aslında ama ben söylemeyeceğim, siz okuyun ve öyle görün. Ama Archer, öyle bir adam ki şimdiye kadar okuduğum kitap karakterleri arasında benim için bambaşka bir yerde. Okurken üzülüyorsunuz, gülüyorsunuz, gözleriniz doluyor. 'Kıyamam sana' diyorsunuz bazen. Bütün karakterlere sinir olabilirsiniz okuduğunuz kitaplarda ama Archer o karakterler arasında değil kesinlike, ona sinir olup kızabileceğiniz zannetmiyorum. O kadar nazik, o kadar geçmişte kalmış ki. Küçükken hiç kolay şeyler yaşamamış, hâlâ geçmişin gölgesi ile yaşıyor, kendini insanlardan soyutlamış ama Bree ona adeta hayat oluyor. O kadar güzeller ki!
Bree önce annesini sonra babasını kaybettikten sonra biraz kafasını dağıtmak ve biraz yalnız kalabilmek için eskiden mutlu bir aileyken geldikleri bir kasabaya yolculuk yapar. Gördüğü ilk andan itibaren içini sıcacık hisler ile dolduran göl kıyısındaki evi tutar ve yeni bir hayata adım atar, geçici bir süreliğine de olsa. Market alışverişinden dönerken esrarengiz bir adam ile karşılaşıyor Bree. Saçı sakalı adeta birbirine karışmış, Bree ne kadar konuşmaya çalışsa da ona cevap vermeyen ve bu sayede kızımızı daha çok merakta bırakan bir adam; Archer.
Archer hakkında ben bir şey söylemek istemiyorum çünkü onunla ilgili bir şey var. Aslında çok büyük bir spoiler değil, bir iki bölüm okuyup öğreniyorsunuz, arka kapak yazısı da biraz ipucu veriyor aslında ama ben söylemeyeceğim, siz okuyun ve öyle görün. Ama Archer, öyle bir adam ki şimdiye kadar okuduğum kitap karakterleri arasında benim için bambaşka bir yerde. Okurken üzülüyorsunuz, gülüyorsunuz, gözleriniz doluyor. 'Kıyamam sana' diyorsunuz bazen. Bütün karakterlere sinir olabilirsiniz okuduğunuz kitaplarda ama Archer o karakterler arasında değil kesinlike, ona sinir olup kızabileceğiniz zannetmiyorum. O kadar nazik, o kadar geçmişte kalmış ki. Küçükken hiç kolay şeyler yaşamamış, hâlâ geçmişin gölgesi ile yaşıyor, kendini insanlardan soyutlamış ama Bree ona adeta hayat oluyor. O kadar güzeller ki!
Bree'ye gelirsek, ben gerçekten onu da çok sevdim. Genelde kitaplarda bayan karakterleri sevdiğim pek görülmüş bir şey değildir. Bir olay oluyor mesela, içimi bir sıkıntı kaplıyor. Şimdi Bree yanlış anlayacak olay çıkacak düzelmeyecek diyorum. Ama hayır, Bree ne istediğini bilen, bunun için savaşan, her konuda Archer'a güvenen, ona destek olan bir kadındı. O da kolay şeyler yaşamamış. Önce annesini sonra da hâlâ kabuslarıyla yaşadığı o gecede babasını kaybetmiş.
Aslında arka kapak yazısı çok güzel özetlemiş bence;
"Korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikayesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikayesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi." Evet işte tam da bu! Bu hikayeyi okurken gülümseyeceksiniz, bazen içiniz sımsıcak olacak, bazen kahkaha atacak bazen de hüzünlenip gözlerinizin yaşarmasına engel olamaycaksınız. Kitabı okurken hep aklımda bir kelime vardı. "Eşsiz." Başka Dilde Aşk eşsiz bir kitaptı.
"Korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikayesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikayesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi." Evet işte tam da bu! Bu hikayeyi okurken gülümseyeceksiniz, bazen içiniz sımsıcak olacak, bazen kahkaha atacak bazen de hüzünlenip gözlerinizin yaşarmasına engel olamaycaksınız. Kitabı okurken hep aklımda bir kelime vardı. "Eşsiz." Başka Dilde Aşk eşsiz bir kitaptı.
Kapağını çok beğendim. Kitabın ismi ilk başta bana pek bir şey çağrıştırmadı açıkçası, bir de o ayracında yazan "Sessizliği getirdin sen, duyduğum en güzel sesti..." sözü. Sadece hoşuma gitti. Ama okuduktan sonra eminim size de çok anlamlı gelecek.
Bu kadar mükemmeldi bu kitap, hiç mi hatası eksiği yoktu? Vardı. Bazı yerlerde redaksiyon hatalarına rastladım. Okumanıza engel olacak şeyler değil. Diğer baskıda düzeltileceğini umuyorum.
Henüz almadıysanız, okumadıysanız kitap kesinlikle tavsiyemdir efendim.
Puanım:
Ayy o kadar övdün ki okuyasım geldi. :/ :)
YanıtlaSilBence okumalısın, boşuna övmedim, cidden :)
SilSırada o kadar çok okunacak kitap var ki sıra buna gelir mi bilemedim. :D
YanıtlaSil