Tatlı Şeytan - Wendy Higgins | Yorum

Herkese merhaba :)

Dün gece Tatlı Şeytan bitti, ben de zaman kaybetmeden bugün yorumunu gireyim dedim :) Aslında okurken çok karmaşık duygular içerisindeydim :D Sürekli değişti görüşlerim, tepkilerim. Kızdım, hak verdim,  gözlerimi devirdim :D Evet hepsini açıklayıp, anlatacağım.

Kitabımız bir kilisede doğum sahnesinden başlıyor aslında, bu giriş bölümü. Karakterimiz Anna'nın doğumu. Doğum yaparken Anna'nın annesi ölüyor ve babası da tutuklanıyor.

Daha sonra birinci bölümde kitap on altı sene sonrasından başlıyor yani kızımız on altı yaşında. En yakın arkadaşı Jay ile bir konser sırasında bekliyorlar. Evet, en yakın arkadaşı bir erkek ve hayır aralarında hiçbir şey yok. Anna zaten Jay'in onu sadece çok iyi bir dost olarak sevdiğini, ona karşı olan hislerini biliyor. Nasıl mı bu kadar emin? Kızımız insanların duygularının renklerini görüyor. Kırmızı şehvet, gri kararsızlık gibi. Çünkü Anna bir nefil. Annesi bir ışık meleği ve babası da bir iblis. Ama türünün tek örneği çünkü annesi dediğim gibi melek. Genelde Nefiller insan ve iblis'in çocukları olur çünkü.

Her neyse, Anna'yı Patti büyütmüş. Önce koruyucu aile olarak sonra da evlat edinmiş. Üvey annesi yani :) Ama kadın dünya tatlısı çok iyi birisi. Anna'nın da diğer çocuklardan farklı olduğunun farkında. Kızımız da bunun farkında ama daha ne olduğunu bilmiyor. Babası da cezaevinde olduğundan ona bunları açıklayıp öğretecek kimsesi olmamış. Ama Jay ile gittiği o konserden sonra her şey açığa çıkıyor. Sahne alan, Jay'in büyük bir hayranı olduğu grubun bateristi Kaiden Rowe ile aralarında göz göze geldikleri ilk andan beri bir çekim var, daha sonra Jay sayesinde bir araya geliyorlar ve Kaiden sayesinde kızımız ne olduğunu öğrenmiş oluyor.

Konusu hakkında bilmeniz gerekenler bu kadar :D Tahmin edeceğiniz üzere Kaiden bir nefil ve babası da şehvet dükü. Yedi ölümcül günah için dünyaya dükler yollanmış. Büyük iblisler gibi bir şey yani. Kaiden'in babası şehvet, Anna'nın babası da uyuşturucu dükü. Zaten o yüzden cezaevinde. 

Görsel, Nora'nın Kitaplığı'ndan alıntıdır.

Öncelikle ben karakterleri sevdim, gerçekten. Anna konusunda biraz karasızlık yaşasam da sonradan anladım onu da aslında. Kaiden için de aynı şekilde, çocuk beni delirtti. Tamam bad boy falan diyoruz kötü çocuk diyoruz seviyoruz ama her şeyin de bir sınırı var arkadaşım :D Sinir etti beni. Sürekli "çalışmaya" gitmesine sinir oldum. Sonra da dedim, neden sinir oluyorsun ki? Çocuğun görevi bu, napsın? O da haklı yazık. :D Eh ona da azıcık bir sempatim var diyelim ama ölüp bitmiyorum. Patti'yi sevdiğimi zaten söylemiştim ve beni en çok şaşırtan Anna'nın babasını sevmem oldu. Adam hiç beklediğim gibi biri çıkmadı. Bazı yerlerde de güldürdü beni. 

Genel olarak sevdiğim, okurken zevk aldığım bir kitaptı. Go! Yayınları'ndan çıkan kitaplar biliyorsunuz mıknatıs kapak. Gerçekten çok güzel bir tasarım, çantaya atınca hiç kıvrılıp buruşmuyor. Okurken biraz sıkıntı yaratıyor, o ayrı. :D 

Bir de sizi uyarmak istediğim bir konu var. Tatlı Şeytan'ı ben kitapçımdan almıştım ve alır almaz sonuna bakmadığım için son on altı sayfasının olmadığını anlayamadım :D Neyse ki hemen gittim ve değiştirdiler. Daha önce de yayınevinin Yabancı kitabının otuz sayfası falan eksik çıkmıştı, basım hatası vardı. Eğer alacak olursanız inceleyip alın, sonradan üzülmeyin :)

Sadece bir puan kırıyorum ve o da Kaiden'a olan kararsızlığım ve karakterlerin on altı yaşında olduğu için. Gerçekten ilk başlarda bunlar on altı yaşında mı yaa, dedim. En azından bir on sekiz falan olsalar hadi iyi diyeceğim. On altı, on beş falan olduklarında göze batıyor, en aızndan benim kişisel görüşüm bu yönde :)

Puanım: