Merhaba arkadaşlar,
İlk kez pek memnun kalmadığım bir Jen kitabının yorumu ile sizlerleyim :)
Konusunda, karakterlerinde falan sorun yoktu. Yine çok güzeldi, karakterler ve diyaloglar. Fakat çeviri, beni çok sinir etti. Yahu ben böyle şeylere takılmam dedikçe önüme böyle kitaplar çıkıyor :D
Öncelikle konusundan bahsedeyim, daha sonra yorumuma geçeceğim.
Avery, artık beş yıl önce yaşadığı bir olayı, daha doğrusu geçmişini geride bırakmak için üniversiteyi ülkenin diğer ucunda okumaya karar verir. Yeni bir ortam, yeni arkadaşlar ona iyi gelecektir. En azından insanlar artık ona bakıp fısıldaşmayacak, ya da açıkça yüzüne karşı konuşmayacaklardır. Üstelik ailesinden de uzaklaşmak istemektedir.
Avery derse geç kalmayı hiç sevmese de, bütün çabalarına rağmen ilk gün derse geç kalır. Yetişmek için koşuştururken birden Cameron Hamilton -Cam- ile çarpışır. Bu şekilde Cam ve Avery tanışmış olurlar. Tabii Avery Cam'i yakışıklı ve çekici bulup, kendini o mavi gözlerde kaybedecek gibi olur.
Herneyse, daha sonra bunlar tesadüfen karşılaşmaya başlarlar ve komşu olduklarını öğrenirler. Daha sonra olaylar böyle devam eder ve yakınlaşmalar başlar diyim ve kitabı anlatmayı burada sonlandırayım :D
Kitabı, karakterleri ve diyalogları gerçekten sevdim. Jen'in kitaplarında bulduğum o muziplik burada da vardı. Avery ve Cam ne zaman bir araya gelseler beni gülümsettiler. Bu gülümsemelerin yanı sıra, Avery'nin geçmişte yaşadığı bir olay var. Bunu kitabı okurken tahmin ediyorsunuz evet, ama tam olarak kitabın sonlarına doğru hatta neredeyse sonunda açıklıyor :D Artık çatlayacaktım. Ona da ayrıca üzüldüm açıkçası.
Eveet, gelelim beni sinirlendiren, hayal kırıklığına uğratan kısımlara.
Şimdi öncelikle Mart, Ekim gibi ay isimleri cümle içinde kullanılırken büyük harf ile başlanır değil mi ? İşte Hep Seni Bekledim'de öyle bir olay yok. İlk gördüğümde dedim yanlışlık olmuştur ama bir değil iki değil, devamlı küçük harflerle devam edilmişti.
İkincisi resimlerini göstereceğim şeyler. Çevirmen, cümleyi ve kelimeyi çevirmeyi unutmuş. Evet evet, cidden unutmuş. Bakın:
İşte bunlar. Ben açıkçası şaşırdım hiç böyle birşey ile karşılaşmamıştım.
Zaten, eksik harf kullanımı ya da tamamlanmayan kelimeler falan, onları saymıyorum :) Çeviri sıkıntılıydı açıkçası.
4 puan verebilirdim ama, 3 veriyorum. O da yazarı ve karakterleri sevdiğim için.
Puanım:
İlk kez pek memnun kalmadığım bir Jen kitabının yorumu ile sizlerleyim :)
Konusunda, karakterlerinde falan sorun yoktu. Yine çok güzeldi, karakterler ve diyaloglar. Fakat çeviri, beni çok sinir etti. Yahu ben böyle şeylere takılmam dedikçe önüme böyle kitaplar çıkıyor :D
Öncelikle konusundan bahsedeyim, daha sonra yorumuma geçeceğim.
Avery, artık beş yıl önce yaşadığı bir olayı, daha doğrusu geçmişini geride bırakmak için üniversiteyi ülkenin diğer ucunda okumaya karar verir. Yeni bir ortam, yeni arkadaşlar ona iyi gelecektir. En azından insanlar artık ona bakıp fısıldaşmayacak, ya da açıkça yüzüne karşı konuşmayacaklardır. Üstelik ailesinden de uzaklaşmak istemektedir.
Avery derse geç kalmayı hiç sevmese de, bütün çabalarına rağmen ilk gün derse geç kalır. Yetişmek için koşuştururken birden Cameron Hamilton -Cam- ile çarpışır. Bu şekilde Cam ve Avery tanışmış olurlar. Tabii Avery Cam'i yakışıklı ve çekici bulup, kendini o mavi gözlerde kaybedecek gibi olur.
Herneyse, daha sonra bunlar tesadüfen karşılaşmaya başlarlar ve komşu olduklarını öğrenirler. Daha sonra olaylar böyle devam eder ve yakınlaşmalar başlar diyim ve kitabı anlatmayı burada sonlandırayım :D
Kitabı, karakterleri ve diyalogları gerçekten sevdim. Jen'in kitaplarında bulduğum o muziplik burada da vardı. Avery ve Cam ne zaman bir araya gelseler beni gülümsettiler. Bu gülümsemelerin yanı sıra, Avery'nin geçmişte yaşadığı bir olay var. Bunu kitabı okurken tahmin ediyorsunuz evet, ama tam olarak kitabın sonlarına doğru hatta neredeyse sonunda açıklıyor :D Artık çatlayacaktım. Ona da ayrıca üzüldüm açıkçası.
Eveet, gelelim beni sinirlendiren, hayal kırıklığına uğratan kısımlara.
Şimdi öncelikle Mart, Ekim gibi ay isimleri cümle içinde kullanılırken büyük harf ile başlanır değil mi ? İşte Hep Seni Bekledim'de öyle bir olay yok. İlk gördüğümde dedim yanlışlık olmuştur ama bir değil iki değil, devamlı küçük harflerle devam edilmişti.
İkincisi resimlerini göstereceğim şeyler. Çevirmen, cümleyi ve kelimeyi çevirmeyi unutmuş. Evet evet, cidden unutmuş. Bakın:
İşte bunlar. Ben açıkçası şaşırdım hiç böyle birşey ile karşılaşmamıştım.
Zaten, eksik harf kullanımı ya da tamamlanmayan kelimeler falan, onları saymıyorum :) Çeviri sıkıntılıydı açıkçası.
4 puan verebilirdim ama, 3 veriyorum. O da yazarı ve karakterleri sevdiğim için.
Puanım:
Evet,çeviri sıkıntısını ben de çok yaşadım.Julie Garwood'un kitabında çok sıkıntı çekmiştim. :/ Okumadım yorumu,çünki kitabı daha okumadığım için,merak edeyim dedim. :)
YanıtlaSil