Senden Önce Ben - Jojo Moyes | Yorum-Eleştiri

2/12/2014, BY Buse Güler -

Orijinal Adı: Me Before You
GoodReads Puanı: 4.34
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı:480

Yorumum:
Herkese tekrardan merhaba. Geçen sene okumuş olduğum Senden Önce Ben kitabının yorumunu ve eleştirisini yapacağım yazım ile karşınızdayım.
Öncelikle belirtmek isterim ki, yazının eleştiri kısmı-ki en uzun bu kısım olacak- spoiler içerir. Eğer kitabı okumadıysanız, sonunu öğrenmek istemiyorsanız, okumayın derim. Daha sonradan "çok spoiler vardı kitabı anlatmış" gibi şeyler duymak istemiyorum çünkü benim bu yazıyı yazmamın sebebi zaten sinir olduğum bazı noktaları sizlere aktarmak.
***
Kitabımızın konusuna biraz değinecek olursak, yakışıklı iş adamı Will yağmurlu bir günde işe gitmek için yola çıkar ve yağmur yağdığını görünce "hadi motorla gitmeyeyim,taksiye atlayayım" diye düşünerek bir taksi çevirir. Fakat tam taksiye bineceği sırada, bir kaza geçirir ve felç olur. Kitabı uzun sure önce okuduğum için tam hatırlamıyorum ama sanırım sadece başını ve ellerini hareket ettirebiliyordu. Yani kazadan sonra durumu budur.

Bir yanda da kızımız Lou var. Rengarenk bir kişiliğe sahip kızımız, bir kafede çalışıyor ve nişanlı. Daha sonra çalıştığı yerden ayrılıyor ve iş bulma kurumuna başvuruyor. Ne yazık ki burada pek başarılı olamıyor. En sonunda tek çare hasta bakıcılığı işi geliyor önüne. Yapacak bir şey yok, kabul ediyor ve gidiyor görüşmeye. Tahmin edileceği gibi bakacağı kişi Will. Olaylar böyle devam ediyor.

DİKKAT.!!! YAZININ BUNDAN SONRAKİ KISMI SPOİLER İÇERİR.
***
İlk başlarda Will çok huysuz, aksi birisi. Eh tabi onu anlayabiliyorum. O kadar aktif biriyken, birden bir motosiklet kazası geçir ve yatalak kal. Üstüne bir sürü ağrı,acı,yara ve insanların sana acıyarak bakmaları. Will yanlış hatırlamıyorsam İsviçrede bir kliniğe yatacak ve orada hayatına son verecek.Yani böyle bir yasa varmış. Eğer kişi, bu şekildeyse ve daha fazla acı çekmek istemiyorsa, hayatını sonlandırabiliyormuş. Şimdi, eleştireceğim kısım, kitabının sonunda Will'in o kliniğe yatarak hayatına kendi rızasıyla son verdirtmesi.

Lou ilk başlarda çok tedirgin çünkü Will çok aksi ve huysuz. Bazen Lou'nun tahammül edemediği anlar oluyor. Neyse, kitabımız bu şekilde ilerlerken Lou'nun nişanlısı Will ile aralarında oluşan bağdan rahatsız oluyor ve bunlar ayrılıyorlar. Zaten Will de artık daha az huysuz. Sonraları, Lou öğreniyor bu hayatına son verdirme meselesini ve işe koyuluyor. Kendince bunu önleyecek. Bence öneleyebilirdi de ama yazarımız sağolsun zoraki bir mutsuz son yazmış bize.

Lou o kadar çok uğraştı ki, engelliler için bir çok aktivite varmış, hepsini araştırdı. Yılmadan hepsini organize etti. He bu arada Will'in kliniğe yatmasına da 6 ay falan var. Kitap o kadar umutla zirveye yükseltti ki beni, her düzelmelerinde, Will'in her biraz ılımlı yaklaşımında dedim ki "Aferim kız Lou başardın !" ama yok Will kafasına koymuş, ölecek. Lou'yu da arkasında bozuk bir psikolojı ve mektup ile bırakacak-bir de banka hesabı tabi.-

En son artık tatile çıktılar. Son umut. Tatilden sonra ya direk İsviçreye uçacaklar ya da eve dönecekler. Tatil o kadar güzel geçti ki. Dans ettiler- Lou Will'in kucağına oturunca edebildiler.- eğlendiler. Tamam artık aşıklar birbirlerine. He sonra noldu. ? Tatil bitti ve Will İsviçreye uçtu. İşte burada devreye şu giriyor :

Evet aynen bu. Yapmayın bunu, kitabı zorla mutsuz sona sürüklemeyin.! Olası bir mutlu son var ve bunu bizden almayın. Yahu biraz hayal gücünüzü kullanın !  Şimdi Will vazgeçse, eve dönseler, belki içindeki aşkla falan hayata bağlansa ve tedavi bulunsa fena mı olurdu. Bazıları diyor ki; "Bunlar hayatın gerçekleri,biz zaten Will'in ölmesini bekliyorduk." Aferim iyi yapıyordunuz. Nasıl bir hayatın gerçeği bu. Adam kendi rızasıyla hayatını sonlandırdı. Ayın yıldızın altında'yı okumadım fakat çocuk kansermiş. İşte hayatın gerçeği bu. Tamam Will'in hayatı katlanılmaz bir hal almıştı ama o tatil neydi ?! Neden biz umutlandık Will değişiyor iyileşicek diye. Ben kitabın sonunda bunlar mutlu mesut eve dönücekler diye beklerken adam öldü be. Lou'da elinde bir mektupla yaşlı gözüyle kaldı. Biz okuyucularda oturduk ağladık haliyle.
Ben anlamıyorum. Sanırım bizim millet sonunda ağladığı şeylere bayılıyor. Ben sevmiyorum açıkçası. Ben zaten kafam dağılsın diye kitap okuyorum bazen. Hayal gücüm gelişsin falan. Oturup sonunda ağlamak için, üzülmek için okumuyorum yani. Sevmiyorum ben öyle kitapları. Ayrıca tekrar söylüyorum bu kitap da hayatın gerçeği falan değil yani. Yok böyle bir gerçek. Öldürtmeseydi kardeşim biz mi dedik git kendini öldürt. Kız sana aşık olmuş, nişanlısından ayrılmış,neredeyse hayatını sana adamış yani adamaya da hazır. Mükemmel bir tatilden sonra hop İsviçreye uç, hayatını sonlandır. Olmadı Jojo, bu kitabın sonu bana uymadı. Düzelse seri bile olabilirdi. Ama dediğim gibi , zoraki bir mutsuz son ve hüzünlendirme, ağlatma olayı vardı. Bunun dışında kapağı,konusu-sonu hariç- dili ve akıcılığı iyiydi.

Puanım:


Bu kadar yazdıktan sonra 1-2 falan vermem gerekiyordu sanırım :D ama ben sen bilirsin diyorum. Sadece sonunu beğenmedim çünkü.



 

4 yorum:

  1. "Öldürtmeseydi kardeşim biz mi dedik git kendini öldürt."
    Bu dediğin en iyi şekilde anlatmış bence :D Okumadım, zerre okuyasım da yok. Böyle zorlama kitapları hiç sevmiyorum. Bir hastalıktan ölse neyse de. "Korkak ölüme sinsice yaklaşır, cesur yaşamaya devam eder" demiş Sabrina ablamız bence çok iyi demiş :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bak bu dediği cok güzel uymuş :D Öyle ama yani biz mi dedik git öldürt diye. sinir oldum :D

      Sil
  2. Bu kitabı sırf bu sebeple okumadım. Mutsuz biten, insanın yaşama sevincini elinden alan kitapları sevmiyorum. Zaten hayatın her anında hepimiz acı çekenleri görüyoruz ve acılarla sınanıyoruz. Okumak için ayırdığım vakitte beni mutlu edecekleri tercih ediyorum. Eline sağlık canım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen kuzum aynı fikirdeyiz seninle de, teşekkür ederim :)

      Sil