Yorum: Şeytan Tüyü - Julie James

11/12/2015, BY Buse Güler -







Kader iki azılı düşmanı birbirlerinin kollarına atarsa…
Savcı yardımcısı Cameron Lynde, Chicago'da gizli kaçamaklar yapan onlarca senatörün tuttuğu onlarca otel odasının arasından, vahşice bir sevişmenin tuhaf bir cinayetle sonuçlandığı 1308 numaralı odanın yanındakini seçer. Ve Illinois'deki, bu özel davada görevlendirilebilecek onlarca FBI ajanının arasından, Özel Ajan Jack Pallas görevlendirilir. Özel Ajan Jack Pallas yıllar önce, beceriksizliği yüzünden kariyerini mahvettiği gerekçesiyle, savcı yardımcısı Cameron Lynde'i ulusal televizyonda rezil eden Jack Pallas'ın ta kendisidir.
…elbette ortalık birbirine girer.
Cameron Lynde'le birlikte çalışmak mı? Şaka mı yapıyorlar? Jack bunun belki de, yıllar önce Cameron yüzünden Chicago'dan sürüldüğü ve nihayet bu yıl geri geldiği için, kötü bir hoş geldin şakası olduğunu umuyor. Fakat fena halde yanılıyor. 

Herkese merhaba, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yeni bir kitap yorumu ile sizlerleyim. Okuma Şenliği için listemdeki kitapları okumaya devam ediyorum.  Bu sefer yaptığım listeden çok memnunum, istediğim kitapları eklediğim için sadece bir iki değişiklik yaptım :D Neyse, konumuza dönelim. Size biraz kitaptan ve karakterlerden bahsedeyim.
Cameron Lynde, Federal Savcı Yardımcısı. Aldığı ve kazandığı davalar ile adını duyurmuş bir kişi. Topuklu ayakkabıları onun vazgeçilmezi. Cameron evinde parkelerini değiştirdiği için bir geceliğine otelde kalması gerekiyor. Fakat gecesinin pek eğlenceli geçtiği söylenemez. Yan odadaki kişiler epey fazla gürültülü. Onların iyi zaman geçirdiği kesin fakat Cameron için aynı şey geçerli değil. En sonunda saat sabah dört civarında dayanamıyor ve otelin konuk servisini arayıp durumu anlatıyor. Bundan sonraki olaylar hiç beklediği gibi değil. Gürültü gelen yan odasında bir cinayet işlenmiş ve tek tanık Cameron.  Bu kadarla da kalmıyor. Olayı araştırması gereken FBI ajanları arasından Cameron'ın şansına Jack Pallas düşüyor :D
Jack Pallas özel FBI ajanı. Üç yıl önce Cameron ile bir davada birlikte çalışmışlar fakat sonu pek iyi bitmemiş. Aslında Cameron'ın elinde olmayan sebeplerden ötürü böyle olmuş ama bunu kimse bilmiyor tabii. O yüzden Jack kalkmış kameraların karşısında Cameron için hiç iyi şeyler söylememiş. Epey kötü şeyler, küçük düşürücü işte. Daha sonra da tayini çıkarılmış, bir nevi sürülmüş diyebiliriz. Tekrar geri döndüğünde ise ilk görevi Cameron ile ilgili. Şaka gibi değil mi? Evet Jack ve Cameron da böyle düşünüyorlar. Ama birbirlerine karşı bariz şekilde belli olan bir ilgileri var. İkisinin de bunu kabul etmesi zor tabii.

Konusundan bu kadar bahsetmem yeterli sanırım. Gelelim yorumuma. Ben kitabı sevdim. Aslında beklediğimin altında ve üstündeydi. Şöyle ki, beklediğimin altında bir aşk, beklediğimin üstünde de bir polisiye vardı. Uyarayım, doludizgin bir aşk beklemeyin. Belki sonlarına doğru evet, ama onun dışında bütün bir kitabı aşk arayarak okursunuz ve inanın bu da işkenceden farksız olur. Kitap gayet akıcıydı. İki üç sefer elime aldım ve bitti zaten. Karakterleri de sevdim ben fakat nedense ortalarına kadar pek benimseyemedim. Jack'i çok sevdim. Onu ve diyaloglarını. Çok eğlenceliydi. Cameron da iyi hoş kız. Jack için yaptıkları gerçekten güzel şeylerdi. Diğer karakterlerden Wilkins, Amy ve Collin de eğlenceliydi :D
Kitap ciltli ve kapağı zaten çok güzel. Ama onun dışında cilt rengi muhteşem, bayıldım. Pembenin çok güzel bir tonu. Okurken zaten dış kapağını çıkarıp okudum. Kitap bittiğinde kapağını geçirirken fark ettim ki kapaktaki kıyafetlerin kitapta bir önemi var :D Okuyunca göreceksiniz neredeyse aynı kıyafetler geçiyor kitapta. Kısacası kitabı beğendin. Güzel bir aksiyon, polisiye içeren bir kitaptı. Çok fazla olmasa da yerinde bir aşk vardı. Bu tarz kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız, tavsiyemdir :)
Puanım:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder